Covid ve Toplayıcılar
Covid-19 Afrika | Atıklar Azaldı Ama Toplayıcılar Arttı
Bonjour,
Yazıma Fransızca bir selamla başlamak istedim. Ne de olsa Afrika’dan bahsedeceğim; Fransızlara bir selam vermezsem alınırlar.
Öncelikle sizlere şunu belirtmek istiyorum: Irkçı değilim veya hiçbir ülkeye karşı antipatik bir yaklaşımım yok ama bazı şeylerin farkında olmalıyız ve hayatımızı buna göre şekillendirmeliyiz.
Bundan 1-2 gece önce Twitter’da çok özel bir paylaşım gördüm. Bu paylaşıma değinmeden önce birkaç şeyden bahsedeceğim. Bahsedeceğim şeyin sizlere biraz da olsa tanıdık geleceğini düşünüyorum. Gördüğümü sizlerle hemen paylaşacağım, merak etmeyin.
Hepimizin hayalleri, arzuları var ve bunların peşinde koşuyoruz. Hepimizin istekleri, hayalleri farklı; mutlaka hepimiz daha iyisini istiyoruz. Bir şeyi elde ettiysek, daha iyisini elde etmek için çabalıyoruz. Ama çabalarken israf ettiğimiz, hor gördüğümüz şeyleri ne kadar umursuyoruz? “Artık bunu istemiyorum” diye üstünü çizdiğimiz şeyler bazılarımız için lüks denebilecek kadar özel ve güzel olabiliyor.
Aslında Covid-19 bu farkındalığı kazanmamız için kötü bir yol oldu. Umarım hepimiz bu süreçlerden dersler çıkarmışızdır ve çıkarmaya da devam ediyoruzdur. Zaten doğanın bize vurduğu bu yumruk bizi uyandırmazsa, gelecek diğer yumruk bizi nakavt edebilir. Peki, biz bu süreçte maddi ve manevi zorluklar yaşadığımızı düşündük. Sizlerin yaşadıkları zorluklara inanıyorum ve saygı duyuyorum ama sizlerin yaşadıklarından birazcık daha zorlarını yaşayan insanlar var. Örnek vermek gerekirse:
“Çöpler, bizim için işe yaramaz olduğu için atılan şeylerdir.” E kardeşim, o zaman bu insanlar neden böyle bir çöp havuzunda yüzüyorlar? İşe yaramaz şeyler için uğraşılır mı? Evet, uğraşılır! Hem de kg fiyatı 5 sentten daha az bir para kazanabilmek için uğraşılır. Güç yedekleme sistemlerinde ve çatı üstü güneş sistemlerinde kullanılan ağır kurşun asitli bataryaları palalarla açıp içinde kalan asidi toprağa döküp kalan kurşunlu hurdayı fabrikalara satmak için uğraşılır.
Akıtılan bu asit yeraltı kaynaklarına karışıyor ve beyin hasarına, hastalıklara neden oluyor. Bu insanları bunu yaptıkları için kınamak isteyen var mı? Umarım yoktur. Sıcacık yatağımızda elimizde atıştırmalıkla bunları bir filmde izlesek, “Ah ne kadar yazık! Nasıl bir işkence bu!” diye yakınırız. Bu arada, New York Times’daki bir yazıda şu ibareye dikkat çekmek isterim:
‘‘Atık toplayıcılar bazen en iyi buluntular için kavga ederler. Atılan uçak yiyecekleri, en şiddetli kavgaların bazılarını ateşleyebilir. Kim kazanırsa plastik ambalajı büyük yığınlara atmadan önce eski kuru ruloların, dondurulmuş etlerin ve aşırı pişmiş makarnanın her bir parçasını, hatta minik tereyağı küvetinin içeriğini tamamen yerler.’’
Evet, çöpte buldukları yiyecekleri yiyebilmek için kavga ediyorlar. Bizler gibi oldukça tasarruflular. Hem para kazanıyorlar hem de yemek yiyorlar. İşten sonra da kazandıkları paralarla eğlenceye gidiyorlardır. Siz hiç eğlenceye gidiyor musunuz? Yaşamaya çalışan bu insanlara çok büyük bir saygım var. Pes etmiyorlar, devamlı hareket ediyorlar, yaşamak için savaşıyorlar. Aslında bu insanlar açlıkla değil, düzenle savaşıyorlar. Aynı doğa gibi. Aslında aynı cephede savaşıyorlar ama mecburen doğaya da zarar veriyorlar. Doğa onları affeder de bizi affeder mi? Hiç sanmıyorum. Ne kadar zor bir hayata sahip olduklarını sizlerden biraz düşünmenizi istiyorum. Ev hayatlarını, sosyal yaşantılarını, eksik kaldıkları, ulaşamadıkları şeyleri bir düşünün. “Peki kardeşim, anlattın da anlattın, ne bu gördüğün tweet, neden buradayız?”
Arkadaşlar, gördüğüm tweet şu: ‘‘Covid-19 salgınında atık azaldı ancak çöp toplayanlar çoğaldı.’’
Böyle bir başlıkla Euronews tarafından servis edilmiş.
İçeriği: Bu dumanı tüten yığın, Doğu Afrika'nın en büyük çöp sahası. Normal bir günde burada yaklaşık 850 ton çöp toplanıyor ve genellikle her gün Kenya'nın en fakir semtlerinden binlerce insan yiyecek ve geri dönüştürülebilir malzeme arayışıyla buraya geliyor. Çöp toplamaya gelenlerin potansiyel olarak toksik veya tehlikeli atıklara karşı fiziksel korumaları yok. Tek istedikleri, ailelerini doyurmaya yetecek kadar para kazanabilmek. Fakat Covid-19 salgını nedeniyle otellerin ve restoranların kapatılması sonucu geri dönüştürülecek çöpler de azalmış.
Geçimini sağlamak için geri dönüşüme bel bağlayanlardan biri olan Mary Mbinya, "Salgın nedeniyle çöpler azaldı ama çöp toplayanların sayısı çoğaldı." diyor. Çöp kalmadığı için aç kalan insanlardan bahsediyor. Bakın, yanlış anlamayın, yiyeceklerin eksikliğinden değil; çöplerin eksikliğinden aç kalan insanlardan bahsediliyor.
Yazımın sonlarına doğru gelirken, bu yazıda sizlere patatesi kabuğuyla yemenizden, bayatlamış şeyleri yemenizden bahsetmiyorum. Paranız varsa tabii ki en güzel arabaları alın, en lüks seyahatleri yapın. Bu sizin hayatınız ve tekrarı yok. “Durumunuz yeterli değil, zaten kendimi zor geçindiriyorum, ne lüksü?” diye düşünüyorsanız, en azından israf etmeyin. Afrika’ya yardım edemeseniz bile, biraz kendinizden fedakârlık edip çevrenizde yaşayan insanları görmeyi deneyin. Bizi biz kurtarırız. Okuduğunuz için teşekkürler, umarım biraz da olsa farkındalık oluşturmuş olurum.
Sağlıcakla, en güzel hayat sizin olsun.